Balon riskine dikkat!
Krizde en iyi iyileşme performansı göstren İsrail'den gelen ikinci faiz artırımı tam da sıcak paranın gidecek yön aradığı bir döneme denk geldi. Macaristan ve Rusya'nın faiz indirimleri ise faiz politikalarında ayrışmanın hızlandığını gösteriyor.
Krizde kilitlenen para piyasalarını rahatlatmak, eli sıkılaşan tüketiciyi harcamaya teşvik etmek için 2 yıldır izlenen küresel gevşek para politikalarından çıkış dönemi başladı. Ancak ABD gibi gelişmiş piyasalar faiz artırımı için çekingen davranırken, İsrail gibi gelişmekte olan ekonomiler ikinci artırımlarına gitmeye başladı bile.
Son olarak pazartesi günü küresel gevşek para politikasından çıkışın öncüsü olan İsrail, ağustostan sonraki ikinci faiz artırımını gerçekleştirdi. İsrail Merkez Bankası çeyrek puanlık artırımla gösterge faizini yüzde 1 seviyesine taşıdı. Bu ay içinde Avustralya ikinci faiz artırımını gerçekleştirmiş, kısa bir süre içinde ise Norveç de faiz artıran ülkeler arasına katılmıştı.
Şimdi ise gözler yeni faiz artırımlarının kimlerden geleceği ile faiz artıranların yeni artırımlar ile aradaki farkı açıp açmayacağında. Çünkü faiz artırımlarının zamanlaması tam da küresel likiditenin gidecek yön aradığı ve bu nedenle yeni balonlar şişirdiği bir döneme denk geliyor. İsrail ve Avustralya ikinci faiz artırımlarını yaparken, Macaristan pazartesi günü Rusya ise dün yeni faiz indirimlerine gitti.
ABD Merkez Bankası (FED) sıfır faizde inat ettiği için özellikle gelişmekte olan piyasalara yüklenen yatırımcı için bundan sonraki faiz artırımı kararları sıcak paranın yönünde belirleyici olacak. Bir anlamda faiz artırım silahını en hızlı çeken sıcak parayı kapacak. Şu anda İsrail'de faiz yüzde 1, Avustralya'da yüzde 3,25, Norveç'de yüzde 1,50. Brezilya yüzde 8,75, Hindistan yüzde 4,75, Güney Kore yüzde 2, Meksika yüzde 4,50 oranında seyrediyor. ABD ve Japonya'da ise sıfır faiz uygulaması devam ediyor.
Faiz silahını hızlı çeken sıcak parayı kapacak
Sene başından beri gelişmekte olan piyasalara 53 milyar dolar ile tarihin en büyük sıcak para akışı gerçekleşti. MSCI Gelişmekte olan Piyasalar endeksi ise neredeyse yüzde 60 yükseldi. Bazı piyasalara o kadar hızlı sıcak para girişi oldu ki kimi borsalar yüzde 100'ün üzerinde çıkış yaşadı.
Ancak bu sıcak para akışı bir yandan da endişe unsuru olmaya başladı. Girdiği piyasadan çok daha büyük tahribatla çıkma özelliği olan sıcak para Türkiye gibi yüksek cari açıklı ülkelerin en büyük finansman kaynağı. Bu piyasaların en iyi müşterileri olan ABD ve Avrupa'da talep ve harcamaların iyileşme sağlayamaması ise bu balonların her an sönebileceği anlamına geliyor.
İsrail Merkez Bankası'na yakın kaynaklar bu son artırımın yeni faiz artırımları için bir sinyal olmadığını söylese de yatırım bankaları bundan sonra İsrail'in daha gözü kara olacağını iddia ediyor. Bank of America, ekim sonunda yayımladığı bir raporda İsrail Merkez Bankası'nın yıl sonuna kadar faizlerini yüzde 1,25 seviyesine kadar çıkaracağını iddia etmişti. Yani bu hesaba bakılırsa 1.5 ay içinde İsrail'den üçüncü bir artırım daha gelebilir. Sıradaki isimler arasında ise Hindistan, Brezilya, Meksika, Güney Kore ve Kanada var.
Enflasyon endişeleri merkeze acele ettiriyor
İsrail'i ikinci bir faiz artırımı için acele ettiren etkenlerden biri de gevşek politikalar nedeniyle canlanmaya başlayan enflasyon endişeleri oldu. Merkez Bankası da zaten yaptığı açıklamada buna dikkat çekti ve Ekim ayında enflasyon yüzde 2,9 çıktı, bu oranın önümüzdeki aylarda daha da artması bekleniyor dedi. İsrail Merkez Bankası Başkanı ve IMF eski Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'ın yıl sonuna kadarki enflasyon hedeflemesi yüzde 1 ila 3 arasındaydı. Dolayısıyla birkaç ay içinde enflasyonun yüzde 3'ün üzerine çıkması Fischer'ın yeni artırıma gitmek için elini biraz daha kuvvetlendirecek.
Tüm bu enflasyon verileri ile çifte faiz artırımı İsrail ekonomisinin tahmin edilenden daha hızlı bir iyileşme süreci yaşadığının işareti olarak görülüyor. Geçen hafta İsrail hükümeti tarafından yayımlanan bir rapora göre ülke ekonomisi iki çeyrek dönemdir üst üste büyümek üzere yılın üçüncü çeyreğinde de yüzde 2,2 oranında yükseliş kaydetti. İhracatlar yeniden canlandı. Yatırım bankası Barclays ise İsrail'i Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'nın en güçlü iyileşme hikayesi olarak lanse ediyor.
Son olarak pazartesi günü küresel gevşek para politikasından çıkışın öncüsü olan İsrail, ağustostan sonraki ikinci faiz artırımını gerçekleştirdi. İsrail Merkez Bankası çeyrek puanlık artırımla gösterge faizini yüzde 1 seviyesine taşıdı. Bu ay içinde Avustralya ikinci faiz artırımını gerçekleştirmiş, kısa bir süre içinde ise Norveç de faiz artıran ülkeler arasına katılmıştı.
Şimdi ise gözler yeni faiz artırımlarının kimlerden geleceği ile faiz artıranların yeni artırımlar ile aradaki farkı açıp açmayacağında. Çünkü faiz artırımlarının zamanlaması tam da küresel likiditenin gidecek yön aradığı ve bu nedenle yeni balonlar şişirdiği bir döneme denk geliyor. İsrail ve Avustralya ikinci faiz artırımlarını yaparken, Macaristan pazartesi günü Rusya ise dün yeni faiz indirimlerine gitti.
ABD Merkez Bankası (FED) sıfır faizde inat ettiği için özellikle gelişmekte olan piyasalara yüklenen yatırımcı için bundan sonraki faiz artırımı kararları sıcak paranın yönünde belirleyici olacak. Bir anlamda faiz artırım silahını en hızlı çeken sıcak parayı kapacak. Şu anda İsrail'de faiz yüzde 1, Avustralya'da yüzde 3,25, Norveç'de yüzde 1,50. Brezilya yüzde 8,75, Hindistan yüzde 4,75, Güney Kore yüzde 2, Meksika yüzde 4,50 oranında seyrediyor. ABD ve Japonya'da ise sıfır faiz uygulaması devam ediyor.
Faiz silahını hızlı çeken sıcak parayı kapacak
Sene başından beri gelişmekte olan piyasalara 53 milyar dolar ile tarihin en büyük sıcak para akışı gerçekleşti. MSCI Gelişmekte olan Piyasalar endeksi ise neredeyse yüzde 60 yükseldi. Bazı piyasalara o kadar hızlı sıcak para girişi oldu ki kimi borsalar yüzde 100'ün üzerinde çıkış yaşadı.
Ancak bu sıcak para akışı bir yandan da endişe unsuru olmaya başladı. Girdiği piyasadan çok daha büyük tahribatla çıkma özelliği olan sıcak para Türkiye gibi yüksek cari açıklı ülkelerin en büyük finansman kaynağı. Bu piyasaların en iyi müşterileri olan ABD ve Avrupa'da talep ve harcamaların iyileşme sağlayamaması ise bu balonların her an sönebileceği anlamına geliyor.
İsrail Merkez Bankası'na yakın kaynaklar bu son artırımın yeni faiz artırımları için bir sinyal olmadığını söylese de yatırım bankaları bundan sonra İsrail'in daha gözü kara olacağını iddia ediyor. Bank of America, ekim sonunda yayımladığı bir raporda İsrail Merkez Bankası'nın yıl sonuna kadar faizlerini yüzde 1,25 seviyesine kadar çıkaracağını iddia etmişti. Yani bu hesaba bakılırsa 1.5 ay içinde İsrail'den üçüncü bir artırım daha gelebilir. Sıradaki isimler arasında ise Hindistan, Brezilya, Meksika, Güney Kore ve Kanada var.
Enflasyon endişeleri merkeze acele ettiriyor
İsrail'i ikinci bir faiz artırımı için acele ettiren etkenlerden biri de gevşek politikalar nedeniyle canlanmaya başlayan enflasyon endişeleri oldu. Merkez Bankası da zaten yaptığı açıklamada buna dikkat çekti ve Ekim ayında enflasyon yüzde 2,9 çıktı, bu oranın önümüzdeki aylarda daha da artması bekleniyor dedi. İsrail Merkez Bankası Başkanı ve IMF eski Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'ın yıl sonuna kadarki enflasyon hedeflemesi yüzde 1 ila 3 arasındaydı. Dolayısıyla birkaç ay içinde enflasyonun yüzde 3'ün üzerine çıkması Fischer'ın yeni artırıma gitmek için elini biraz daha kuvvetlendirecek.
Tüm bu enflasyon verileri ile çifte faiz artırımı İsrail ekonomisinin tahmin edilenden daha hızlı bir iyileşme süreci yaşadığının işareti olarak görülüyor. Geçen hafta İsrail hükümeti tarafından yayımlanan bir rapora göre ülke ekonomisi iki çeyrek dönemdir üst üste büyümek üzere yılın üçüncü çeyreğinde de yüzde 2,2 oranında yükseliş kaydetti. İhracatlar yeniden canlandı. Yatırım bankası Barclays ise İsrail'i Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'nın en güçlü iyileşme hikayesi olarak lanse ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder